Merhaba Ey Blog!
Okulu bitirdim, 3,76 ortalama getirdim, Side'ye tatile gittim/geldim, dün gece Nefes'te 45likler eşliğinde boynum tutulana kadar dans ettim...

Artık hizmetinizdeyim!.

Bu gece ilk dinlediğim andan bugüne kadar tam anlamıyla "küçücük, fıçıcık, içi dolu turşucuk" tadındaki biricik albümlerini başucumdan hiç eksiltmediğim Lucky Soul grubu hakkında yazacağım sizlere. Greenwich'li 6 kişil bir grup olan Luck Soul, tam anlamıyla indie-pop yapıyor diye düşünüyorum ben. 2007 Nisanında çıkan tek albümleri "The Great Unwanted", kendine ait çok şirin bir sounda sahip, 80leri hatta hatta yanılmıyorsam 60ları bile anımsatıyor. Dinlediğiniz zaman büyük ihtimalle sizin de ilk edindiğiniz izlenimler "şirin" ve "dinlenesi" olacak. Belki çok yoğun duygudurumlarınızda açıp acel tecel dinleyeceğiniz bir grup değil ama keyiflenmek için kesinlikle ideal, hele hele de shuffleda karşınıza pat diye çıkarsa kocaman gülümsetecektir.

Şimdi "The Great Unwanted"dan bir kaç parça dinleyelim. Dediğim gibi dinler dinlemez sizi çarpacak, "bir şarkı dinledim ve hayatım değişti" tadında parçalar beklemeyin. Bunlar daha çok hayatınızı sessiz sedasız daha keyifli yapacak şarkılar:

Evvela Lips Are Unhappy: Zamanında Anja Garbarek'i yazarken "bu blogdan bir şarkı bile indirmemeye yemin etmiş olsanız dahi bunu indirin" demiştim. Bu şarkı için de aynen aynı şeyleri hissediyorum. Nedense bende hep, hızlı bir biçimde araba sürerken dinlense süper olacakmış izlenimi uyandırıyor.

Diğer şarkılar için pek ayrıntı yazasım yok. İyi, şirin, tatlı dinlenesi parçalar. Özellikle

My Brittle Heart ve Ain't Never Been Cool 'u dinleyin bence. Zaten tarzı severseniz gerisi geliyor. Ben de şahsen tek bir şarkı dinleyip ardından albüme dadandım. 3 şarkının ardından "Yahu sevdim ben bu grubu" diyenler için elimizde One Kiss Don't Make A Summer ve It's Yours da var. Öneri bizden, dinlemesi sizden. Yorumlarınızı belirtirseniz deli gibi seviniriz.